Olumlu bir not olarak, genç kent sakinlerinin çoğunluğu kentte genel olarak kendilerini güvende hissetmekte (yüzde 66) ve başta polis (yüzde 77) ve adalet sistemi (yüzde 67) olmak üzere devlet kurumlarına güvenmektedir. Katılımcıların yüzde 63'ü şehir nüfusunun farklı kesimlerinin bir arada yaşamasını iyi veya oldukça iyi olarak tanımlamıştır.

Ancak tüm katılımcıların neredeyse dörtte üçü (yüzde 73) için Wiesbaden'de kendilerini güvensiz ya da en azından rahatsız hissettikleri yerler de bulunmaktadır. Sıklıkla dile getirilen bölgeler Platz der Deutschen Einheit, ana tren istasyonu çevresi ve genel olarak şehir merkezinin bazı bölümleridir. Bu güvensizlik, yıkım ve vandalizm (yüzde 44), grafiti (yüzde 36), şiddet (yüzde 34), gürültü (yüzde 32) ve uyuşturucu ticareti veya tüketimi (yüzde 30) gibi sorunlardan kaynaklanmaktadır. Bunlar sorunlu olarak belirtilse de, katılımcılar için en önemli konular değildir. Bunun yerine, evsizler ve dilenen insanlar katılımcıların yüzde 61'i tarafından en büyük sorun ve güvensizlik faktörü olarak algılanırken, bunu "etrafta dolaşan" gençler ve yetişkinler (yüzde 58) ve "sarhoş insanlar" (yüzde 51) takip etmektedir. Anketin diğer sonuçları, bu kategorizasyonun kesinlikle kamusal alanlardaki belirli olumsuz deneyimlerin bir sonucu olduğunu, ancak genellikle kent toplumunun tüm kesimlerine de uygulandığını göstermektedir.

Kentsel Araştırma ve İstatistik Ofisi tarafından yapılan çalışma, kişisel güvenliğe yönelik artan riskin ciddi bir suçun mağduru olma korkusundan ziyade kamusal alanlarda giderek bozulan sosyal etkileşimin bir sonucu olarak görüldüğünü açıkça ortaya koymaktadır. Buna göre, taciz ve tehdit (yüzde 61), hırsızlık (yüzde 45) ve cinsel taciz (yüzde 53) katılımcıların güvenlik algısı üzerinde olumsuz etkiye sahip en büyük endişelerdir. Katılımcılar aynı zamanda bu zorlukların karmaşıklığının da farkında görünüyor ve çoğunluğu sadece "güçlü bir devlet" çağrısında bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda bir dizi önlemin de faydalı olacağını düşünüyor. Bu nedenle, kolluk kuvvetleri ve güvenlik makamları tarafından sürekli bir baskının ve kamusal alanlarda güçlü bir varlığın yanı sıra, daha iyi sokak aydınlatması ve şiddetin önlenmesi açısından daha fazla sosyal önlem, sokak çalışanları ve (okul) sosyal hizmet de tercih edilmektedir.